Hande geldi İzmir'den
sağolsun, İzmirli olarak bize İstanbul'u gezdiriyor..
İlk gün Sultanahmet - Ayasofya ve Kapalıçarşı yaptık... geçenlerde de Unkapanı Zeyrekhane'ye gittik...
Sultanahmet ve o bölgenin dokusu kokusunu nasıl da insanı başka yerlere alıp götürüyor.. En az 10 sene olmuştur Sultanahmet'de gezmeyeli.. Evet Kaplıya gidiyoruz, Cağaloğlu'ndan iniyoruz ama koşmaca kovalamaca bir üst yola çıkıp şöyle bir tarih solumuyoruz...
Ayasofya çok güzeldi..ortadaki iskeleyi küçültmüşler ama halen restorasyon devam. Bazı feci restorasyon olayları var görmemeye çalıştık.. fakat o ne ihtişam o ne işçilik ve o zaman için nasıl bir yapı...şamdan aydınlatmalar, duvardaki mozaik ikonalar.. yukarı katta bir sergi vardı.. tüm mozaiklerin gerçek halleri ...
Four Seasons Otelin yanında inşaat yapılırken keşfedilen yeni kazı alanına baktık.. maalesef halen biraz ötesinde inşaat devam ediyor, edebiliyor, oysa orada da ne kalıntılar vardı kimbilir...
Turingin işlettiği butik otellerin sokağından aşağı indik, Sarnıç diye bir lokanta var, gidilesi görüşlesi bir atmosfer..oradan ver elini Sultanahmet Köftecisi... Tabii yemeği eritmek lazım, hemen Kapalıçarşı'ya girdik... Bedesten'de harika bir hat sanatçısı ile tanıştık, çok güzel çalışmalar var, hangisini alacağımızı şaşırdık...
Tatlı bir yorgunluk ile dönüş için Mahmutpaşa'dan aşağıya....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder