22 Aralık 2010

Biri bana hatırlatsın ne olur ??? Doğumdan sonra nasıl davranmalı ??

E-bebek dergisi geliyor evimize her ay ki buradaki makalelere bayılıyorum, her biri çok keyifli ve eğitici bence ..
Kasımdan beri sakladığım bir yazı var, buradaki başlıkları doğumdan sonra eve geldiğimizde bize hatırlatın ne olur ????

* İlk zamanlar ev kalabalık olacağı için çocuğunuz biraz bunalabilir ve tüm ilgi bebeğin üstünde olduğu için dikkat çekmek üzere olumsuz davranışlar ve hırçınlıklar sergileyebilir.
* Bunu anlayışla karşılamanız "Herkesin bebekle ilgilenmesi senin canını sıktı galiba? bebek ağladığı için uyumakta zorlanıyorsun değil mi?" gibi onu anladığınızı ve duygularını kabul ettiğinizi gösterin.
* Onunla abi olduğu için gurur duyduğunuzu gösterin ve abiliğin eğlenceli yanlarına vurgu yapmalısınız : "Kardeşin biraz büyüsün parka gittiğimizde ona kötü davranan çocuklardan koruyabilirsin, birlikte dondurma yiyeceksiniz, kaydıraktan kayacaksınız"..gibi
* Meraktan veya ilgi çekmek ismekten kardeşinin canını yakmak isteyebilir . "Merak ediyorsun, incelemek istiyorsun " gibi onu anladığınızı gösterin ve bebeklerin çok hassas olduğunu canının yanacağını ailenizde kimsenin kimseye zarar vermediğini hatırlatın.

Asla yapmayın :
* Yeni bebeği abinin yanında sevmemezlik etmeyin
* Çocuğunuza onu daha çok sevdiğinizi söylemeyin.
* Sen artık abisin daha dikkatli davranmalısın dediğinizde hemen anlayış beklemeyin
* Çocuğunuzu bebeğe zarar verir endişesiyle uzak tutmaya çalışmayın.

Galiba hepimizin biraz daha anlayışlı olması gerekecek .....:)))

21 Aralık 2010

Çocuklara ilk din dersi ...


Haftasonu Vatan gazetesinde "Ayşe'nin İkizleri" nde enteresan bir yazı dikkatimi çekti .. Özellikle son günlerde Ada nın Allah Baba , Noel Baba ve çam ağacı kavramları ile boğuşurken ilaç gibi geldi .. bazı kısımları paylaşmak istedim ...
(bu tavsiyeler Ekip Norma Razon'dan bir psikolog tarafından belirtilmiştir )
***************
- Din hassas bir konudur . Pedagojik açıdan " şudur " diyemiyoruz, ancak bir genel açıklama yapabiliyoruz.
- Altı yaşlarındaki çocuklar farklı dinlerden anlamaz ." Biz Müslümanız, O Hristiyan" gibi bir açıklamanın karşılığı yoktur. Kısaca "Din Allah'a inanmaktır" diyebilirsiniz.
- "Allah" soyut bir kavram . Çocuğun dokunamadığı bir şey olduğu için anlamakta zorlanacaktır. Şöyle denebilir " Allah bütün bu doğayı yaratan güçtür. Bizim göremediğimiz bir yerde, senin dileklerini dinliyor . Ona dileklerimizi gerçekleştirmesi için dua etmeliyiz" . Kendi dininiz konusunda bilgi ne zaman vermeniz gerektiğini ise birkaç yıl içinde göreceksiniz. Karşınıza "Müslümanlık nedir?B enim arkadaşımın ismi niye farklı?" gibi sorular gelecek.
- Onda da detaya girmeden "O Allah'a farklı dua ediyor, sen farklı ama hepimiz aynı Allah'a inanıyoruz" demek doğru olacaktır. 12-13 yaşından sonra istediğiniz şekilde dini anlaması söz konusudur.
- Ateist ailelerin çocuklarını inançsız yetiştirmeleri doğru değildir. Onlara da dinle ilgili tüm doğrular aktarılmalıdır. Çocuk büyüdüğünde kendi seçimi kendi yapmalıdır.
- Çocuklar kurban kesimini izlememelidir. Ama gazetede bile görüp ne olduğunu sorabilirler. " Doğanın düzeni bu, büyük balık küçük balığı yutar, biz de hayatta kalmak için sağlıklı beslenmek için et yiyiyoruz. Ve bu kurban etini ihtiyacı olan kişilere dağıtıyoruz" denebilir.
- Bu yaş çocukları ölümü de anlamkta zorlanabilir. Ona sevdiği kişinin tıpkı parktaki yapraklar gibi toprağa karıştığını, kimsenin bilmediği bir ere gittiği söylenebilir. " Uzun bir uykuya daldı" sözleri çok sık yapılan bir yanlıştır. Çocuklar gece uyumak istemezler sonrasında. Fazla bilgi verilmemeli ama asla da yalan söylenmemelidir.
**************

14 Aralık 2010

Ada ve Pars'ın Maceraları .....Episode 2 ..



Ada ve Pars büyüdükçe birlikte vakit geçirmekten daha da keyif alır oldular .. bu da güzel bir Kasım günü babalarla birlikte yelkene çıktıkları günden birkaç kare ... büyüklerin yaptığı şeyleri yapabildiklerini görebilmek onlar için , yüzlerindeki mutluluk da bizim için herşeye değiyor ..

13 Aralık 2010

Ada ve Pars'ın Maceraları .. Episode 1 ..


Bir Cumartesi Pars ve Ada İstinye Mahalle Pazarı'na gittiler ... babaları ile birlikte .. taze sebze meyve almaya .. "akşam pazarı bunlar şeklinde" ne buldularsa almışlar , devasa narlar , harika kokulu sıkma portakallar ... organik ve süper sebzeler .... ağaç yaşken eğilir , bizim oğlanlar da şimdiden çarşı pazar işine daldılar :))

Pizza yaptım ve afiyetle yedim !!!




Pazar günü çok uzun zamandır niyetlendiğimiz ama bir türlü fırsat bulamadığımız bir yere gittik babam ve ben ... malum annem evde zorunlu yatışta .. kardeşe daha 2 hafta var .. bizde baba oğul program yaptık .. Esentepede yeni açılan Point Otel içindeki Pizza Piola'da Pazar günleri çocuklara yönelik harika bir aktivite var .. Şef ve palyaço ile birlikte pizza yapıyprsunuz ve sonra afiyetle yiyiyorsunuz .. ben de favorim olan sosisli ve mısırlı pizza yaptım .. biliyormusunuz o kadar güzel olmuştu ki hepsini tek başıma yedim , babama kalmadı ...aynı mekanda yakında Damla nın da doğumgünü olacak , çok keyifli bir mekan ..tavsiye ederim ..

Peynir Tabağının hastasıyız :))




Yılbaşı hediyelerinizi hala almadıysanız uğramanız gereken bir yer ... Eğer halletiyseniz de vardır mutlaka eksikleriniz ... bir göz atın , çok hoş parçalar var ...

12 Aralık 2010

Evde arkeolojik kazı ...yapılır mı ?



Evet yapılır .... işte karşınızda Triceratoptric kafatası ve kazı alanında çalışma yapan Ada ve Alp ....

D&R larda satılıyor bu kitler .. 6 yaş üstü sanırım ...

Tavsiyem yeri veya halınızı bir örtü ile kaplamanız ve çalışma yapılan odayı mutlaka havalandırmanız .. zira gerçekten ortalık toz

duman oluyor ..

Fırça ve sivri uçlu tornası var kitin ama bir çekice ihtiyaç duyuluıyor , biraz zor bir iş ...

6 Aralık 2010

Kameraya takılanlar ....


Kardeşin şekerlerini yaptık ....


























Babamızın doğumgününü kutladık ... 41 kere maaşallah ....











25 Kasım 2010

Yılbaşı yaklaşırken birkaç hediye önerisidir ....



Mor Çatı 20. yıl tişörtleri satışta


Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfın'nın 20. yıl için düzenlediği açık arttırmada, 8 kadın tasarımcının özel olarak tasarladığı tişörtler de satışa sunuldu .

Mor çatı gönüllüsü Deniz Marşan'ın koordinatörlüğünde tasarımcılar Elif Cığızoğlu, Jale Hüsdoğan, Zeynep Tosun, Zeynep Erdoğan, Özgür Mansur, Ayşe Deniz Yeğin, Gamze Saraçoğlu ve Mehtap Elaidi sığınaksız ve şiddetsiz bir dünyaya ilişkin umutlarını tasarımlarına yansıttı.

Bu geceden elde edilen gelir, kadın sığınıklarının açılması ve yürütülmesi konusunda öncü olan Mor Çatı’ya yeni bir sığınak kazandıracak.

Bu tşörtlerden elde etmek isterseniz ya da hediye vermek , başta Tünel'deki olmak üzere tüm Bilstore mağazalarında bulabilirsiniz...

Sanal Kitap Fuarı ..



Idefixe Sanal Kitap Fuarı


24 - 26 Kasım 2010

Kitap fuarına gidemeyenler için kaçırılmaz fırsatlar ... 470 yayınevi .. 82322 adet kitap ...çeşitli indirimler ....

24 Kasım 2010

Öksürük ve şuruplar ..



Uzun zaman önce gazetede okuduğum bir makaleyi paylaşmak istiyorum ... ( Vatan Gazetesi - Dr Seyfullah Dağıstanlı )

****
Öksürük en sık karşılaştığımız sağlık sorunlarından biri. Hemen her yaşta , farklı nedenlere bağlı olarak öksürük sorunu ile karşılaşırız . Öksürük aslında solunum yolunu açık tutmaya çalışan vücudumuzun bir savunma mekanizmasıdır .

Öksürük tipleri :
Akut öksürük : Solunum yolu enfeksiyonu, toz ya da yabancı cisim , tahriş edici kimyasal maddelerin solunması gibi nedenlerle ortaya çıkar.
Kronik öksürük : Sigara kullanımı , astım hastalığı , amfizem , ACE inhibitörü denilen tansiyon ilacının yan etkisi gibi nedenlerle ortaya çıkar .
Kuru öksürük : Tahriş, alerji , toz gibi nedenlerle ve solunum yolunu tıkayan maddelerin uyarımı ile görülür .
Yaş öksürük : Balgam atılabilmesini sağlayan öksürük .

Çocuklarda öksürük aileleri en çok rahatsız eden hastalık belirtilerinden biridir . Çocuğu yorar, aileyi üzer ve uykuyu böler .

Öksürük sesi bazen tanıda yardımcı olur. Kısa, kuru ve hırıltılı öksürük astım, zatürre veya bronsitte ortaya çıkar.
Balganlı öksürükler ise genellikle üst solunum yolu enfeksiyonları ile oluşur . Boğmacanın kendine has köpekl havlamasını andıran öksürük sesi vardır .
Soğuk algınlığında veya sinüzitlerde öksürük genellikle yatarken artar, çünkü mukus sürekli boğazın gerisine akar, solunum yolunu tıkar ve öksürük refleksini uyarır .
Israrcı öksürük ise bronşit , zatürre veya astımda görülür, pozisyonla ilgisi yoktur, gece ve gündüz oluşur, egzersizle artar .

Hastalıklara bağlı öksürüklerde asıl öenmli olan nedenin tedavisidir. Alerjide, astımda , enfeksiyonda asıl hastalığa neden olan etkenin tedavi edilmesi önemlidir . Son yıllarda , özellikle çocuklarda öksürük şurupları önerilmiyor . Amerikan Pediatri derneği , özellikle öksürük refleksini beyinde durduran öksürük şuruplarını etkisiz ve zararlı buluyor . Bu tür ilaçların çocuklarda kullanımı yasaklanmaya başlandı . Gerek beyin ve sinir sistemi , gerekse kalp ritmi üzerindeki olumsuz yan etkilerinden dolayı , uzman hekim önerisi ile ve ancak son seçenek olarak risk yarar oranları hasta lehine kullanılmalı .
Kodein ve dextrometorphan ve diphenhydramine maddeleri içeren şurupların öksürüğün giderilmesinde pek de etkili olmadığı , yan etkileri göz önüne alındığında çocuklarda kullanılmamasının daha sağlıklı olduğu düşünülüyor . Emziren annelerin de bu maddeleri niçeren şurupları kullanmamaları öneriliyor .

Aslında öksürüğün en iyi ilacı sudur . Öksürük ister tahrişe bağlı kuru tipte olsun, ister balgamlı yaş öksürük olsun , su ve buhar en iyi ilaçtır . Çünkü su hem tahrişi azaltır, hem de balgamı yumuşatarak sökülmesine yardımcı olur . Bazen elektrik sobaları ya da radyatörlerin oda ortamındaki havayı kurutmasından ötürü bile öksürük olur . Bu nedenle su haznelei elektrik sobaları üretilmiştir. Radyatör üzerinde su kabı bulundurmak da oda havasını nemlendirmek için önemlidir . Bazen nedeni anlaşılmayan öksürükte sadece oda havasını bu şekilde nemlendirmek öksürüğün kesilmesini sağlar . Buhar makineleri de nemlendirme için yararlıdır . Doğal yöntemler klasik ilaçtan daha ön planda ( kişisel olarak deneyimimizi paylaşalım, Ada doğduğundan beri alerjik ve buna bağlı sinüzit ve üst solunum yolu enfeksiyonu olur sık sık , doktorumuzun tavsiyesi ile 2 senedir odası 18 derecede , penceresi hafifi açık uyutuyoruz, kapatıyoruz gece yarısından sonra , öksürük şurubu kullanımımız gerçekten azaldı .. doktorun nemlendirici makinalar için söylediği taşıma suyla değirmen döndürme hikayesi de gerçekten doğru , direkt temiz hava ile temasla uyuması çok faydalı oldu ..)

Basit ve pratik ilaçlar ise bal ve elma kabuğu . Taze elma kabuklarını 20 dakika kaynatarak hazırlayacağınız çay gayet etkili ve zararsız bir tedavi seçeneği .
****

22 Kasım 2010

Bayram Havası ve Uzunya ..



Uzun zamandır gitmemiştik , mis gibi bayram havasını fırsat bilip Uzunya 'ya gittik.. İstanbul'un bir ucu , Demirciköy sahilinde .. Gerçekten güzel bir yerdir , özellikle çocuklu aileler için cennet , geniş sahil, top oynayabilecekleri yerler, yürüyüş parkuru ... baharlarda tavsiye ederim .. Yağız, Leyla ve Ada çok güzel vakit geçirdiler.. Balık havuzuna elini sokup balıklara ellemek, yengeçi tutmak isteyen su burcu Ada'ya Yağız'ın 5 metre öteden verdiği " hayır , sakın sokma , kulağını, parmağını kaparlar " önerileri oldukça keyifliydi ... Balıklar ve diğer yediklerimiz de çok lezzetliydi .. Bol bol , denize taş atmaca ve sektirmece oynadık , övünmek gibi olmasın benden başka sektirebilen olmadı , bu konuda iyiyimdir ..... İyi ki de gitmişiz, bugün Pazartesi tatil bitti ve hava sisli puslu kapalı ve soğuk ... Bu aylarda , bölye havaları bulunca hiç düşünmeden fırsatları değerlendirmek ve doğaya gitmek lazım .. önerilerimi de başka bir yazıda yazacağım .. artık bir AVM ailesi olmaktan çok bunaldım :)))

19 Kasım 2010

Alışveriş Merkezleri tapınak , Çocuklarımız ise Müritleri ...



Hastane, Bayram ziyaretleri ve Ev üçgeninde geçiyor bu Bayram .. Hergün ne yapsak diye düşünüyoruz .. Ada'ya sorduğumuzda Kanyon'a gidelim, istinye Park'a gidelim, lego alalım ...başka bir program alternatifi sunulduğunda ise burun kıvırıyor .. Karı koca düşünüyoruz , bu nasıl bir sarmal ve bu sarmaldan nasıl çıkacağız .. Derken , dün akşam NTV de rastladım, Mehmet Aslantuğ yukardaki ilahi cümleyi söyledi .. oğlu sormuş bu bayramda ne yapacağız diye , Sülükü Göle gidelim demişler baba - oğul ... onların da sorunu aynı , çocukların tek istediği kapalı mekanlara gitmek ... sosyalleşmeden anladıkları bundan ibaret .. oysa dün biz hava kapalı olmasına rağmen Yıldız Parkına gittik ... ne güzeldi .. sonbahar heryerde .. İstanbul'da gidilecek görülecek ne kadar çok mekan var, yapılacak ne kadar çok aktivite var .. bir arkadaşım dün oğlu ile Pierre Lotiye çıkıyoruz dedi.. ben , şahsen oraya gitmeyeli ne kadar zaman oldu .... bu sarmaldan bizi yine biz çıkaracağız .. bunu iş edinip her haftasonu için bir program yapıyorum şimdi ... doğaya dönük ya da hava şartları elvermese bile kapalı ama AVM dışında gezilecek yerler ... bazen Ada'ya ben kçükken neler yapardık anlatıyorum sonra da aradaki nesil farkını düşünüyorum .. 4. levent'te son durakta oturuyorduk ve ötesi yok gibiydi, pencereden geçen arabaları sayar saatlerce oyalanırdık .. Mehmet Aslantuğ'un dediği gibi "ben oğlumun dedesi değilim ama yaptıklarımıza bakınca sanki yüzyıllar var gibi arada" ... katılmamak elde değil ...

12 Kasım 2010

Ada nın gözüyle Erol dedenin hasta yatağı :))


Erol dedemiz ani bir rahatsızlık geçirdi , şimdilik çok şükür diyoruz ve daha iyi olacağı günleri bekliyoruz ..
Çocukların 6. hisleri çok kuvvetli , geçen haftadan beri "neden Erol dedeme gitmiyorum, ne zaman gidicez " diye bizi yediği için, Ada 'ya senin gibi grip oldu , iyileşince gidebileceğiz dedik ...
Bu aralar , gördüğü herşeyi resmetmeye çalışan Ada ' nın gözüyle hasta yatan dedesi neler yapıyor , işte bu onun resmi ..

Kardeş dediğin .....


Kardeş demek hayat demektir... Kimi zaman aldığın nefeste diyebilmek... kimi zaman üzüldüğü...n anda karşında bulabilmek... Hiçbir zaman sevgili kardeş gibi olamaz... kardeşin aşkı sevigiliden çoktur... Sevgili terk eder, kardeş yanında baki kalır... Sevgili emreder, kardeş teselli eder... Kardeş sevgiliden çok sever... Bilir misin bizde kardeşlik nedir... Nefesin kesilirse, al benim canımı kullan ... senindir... .Yolun sonu uçurumsa eğer... geri dön... İlk adım benimdir

3 Kasım 2010

Sanatsal Çalışmalar ....


Okulun başladığından beri Ada daha fazla masa başı sanatsal faaliyetlere ağırlık verdi.. renkli kalemler , pullar v.s. gibi malzemeler , değişik kağıtlar istiyor .. bunları kesiyor boyuyor çiziyor .. ve bu tarz aktivite çalışmalarının dakikaları gittikçe uzamaya başladı ... bu da bizi çok mutlu ediyor, konsantre olması ve bir yerde sabit oturması bizim için çok şey ifade ediyor :)))

Esra , sözüm sana, Kraft Etkinliklerine rakip geliyor Ada 'nın Kağıt Etkinlikleri ...

Korsan Gemimiz ....


Uzun bir süredir Ada nın hayallerini süsleyen korsan gemisi legomuzu sonunda aldık ve tamamladık ...
Esasında bu konuda harçlıkları yüksek tutan anneannemize teşekkür ederiz .. Yoksa daha yılbaşını beklemesi gerekiyordu Ada nın.. neyse ... Bayraklar ve direkler hariç , diğer tüm parçaları kitapçığından sayfa sayfa takip ederek 4 günde tamamladık ve parçaları bulma , birleştirme , bakarak yerine yerleştirme konusunda hep Ada çalıştı .. tabii ki arada destek olduğumuz yerler oldu , minik ellerin yetersiz kaldığı zamanlarda yol gösterici olduk ...
Şimdi oynama zamanı :)))

30 Ekim 2010

Evdeki kreş ... Ada ve Pars ...


Geçen Pazar bizim evde kreş açtık .. Ada , kuzen Pars, Yağız ve Damla da aramıza katıldı .. Oğlanlar odanın birinden diğerine koşturmakta, her yerde oyuncaklar adeta birer tuzak formunda, Damlacık da onların arkasından yerlerde bir o yana bir bu yana gitmekte .. Şaka bir yana gerçekten çocuklar evin neşe kaynağı ama hep bir araya geldiklerinde oldukça fazla gürültü ve patırtı oluyor . Sanırım kalabalık ailelerin müstakil evlerde yaşaması lazım .. yoksa apartmandakiler için üzgünüm ... Pars akşam yemeğe de kaldı bizde.. Menü mercimek çorbası , balık kroket ve makarna .. Pars'ın deyişiyle "Enfes " , Ada'ya göre "Haftanın Yemeği" :))

29 Ekim tatili tam gaz .....

3,5 günlük tatilimiz Perşembe günü yağışlı ve fırtınalı bir havada başladı ... Ada uzun zamandır evde bu kadar vakit geçrimemişti... tüm öğledensonra odasında oyuncakların birini indirdi diğerini kaldırdı .. ben arada sırada oyuncak kutularının yerlerini değiştiriyorum, ya da uzun zamandır gözden ve gönülden ırak olanları ortaya çıkartıyorum .. bu sayede uzun soluklu bir oyun lurmaca ve oyalanmaca oluyor.. . sanki yeniden keşfetmiş gibi tüm oyuncaklara saldırıyor ..

Cuma günü, 29 Ekim , sabah çok önemli bir randevumuz vardı.. eski arkadaşımız Akselin evine gittik.. Allah'ım o ne buluşma öyle , nasıl da özlemişler birbirlerini... alt alta üst üste tam 3 saat oynadılar , birlikte yemek yediler .. birbirlerine tabii ki doyamadılar ama bizim çok önemli bir başka programımız vardı .. tekrar sözleştik ve ayrıldık ..

Damla bebeğin Diş Buğdayını yaptı Yeliz.. ikinci dişi de bu arada patlamış olan minik Damla'mız için bir araya geldik .. yemekler enfesti .. gerçi ben ucundan tattım herşeyin ve vicdan azabı duydum ama naapalım, şeker sağolsun :)) ve de nitekim akşamki ölçümde şeker biraz fırlamış çıktı ... kurabiyeler de süperdi .. oğlanlar Yağız, Ada ve yelizin ablasının oğlu metehan üst katta ordan oraya koşturdular .. tepindiler , sanıyorum çok çok eğlendiler .. Damla kuş da kucaktan kucağa keyifli bir gün geçirdi .. Darısı 1 yaş kutlamasına ...

28 Ekim 2010

Ada 'dan İnciler :))


29 Ekim nedeniyle Okulda Ekim ayı Cumhuriyet ve Atatürk ayı olarak kutlanıyor , bu bağlamda çocuklara bilgi bombardımanı oluyor ...Bu nedenle kafası bulanan Ada 'dan gelen sorular :

Ada - Annecim Allah baba mı yoksa Atatürk mü daha büyük ???
Anne - !!!!!!!!!!!!

Daha sonra okul ile Atatürk 'ün Evini ziyaret eden Ada nın kafası iyice karışır...

Ada - Anne biliyor musun Atatürk de insanmış, bardağı var , yatağı var , evine gittik .. hatta annesi babası bile varmış .. yaşıyormuş ...

Doğrusu bazen insan kifayetsiz kalıyor ...

Bir başka inci de dün akşam geldi :

Ada - Anne ingilizce öğretmeni keep quiet diyor , sonra da sit down .. ne diyor acaba????
Anne - !!!!!!!!!!!
3 Kasım da veli toplantısı var, ne demek istediğini o zaman daha iyi anlayacağız :))))

22 Ekim 2010

İkizler aramızda .. Hakan Baba kız babası oldu ...


Uzun zamandır yollarını gözlediğimiz ikiz prenseslerimiz dün aramıza katıldı ... Allah analı babalı büyütsün, Hakan ve Meltem'e kolaylık versin ...

2010 çok bereketli geldi bizim gruba .. Önce Tibet geldi , sonra Elif Hala oldu , Ali ile , Hande ve Banunun minik yeğenleri Su geçen hafta doğdu ve şimdi prensesler... Sırada da bizim yerfıstığı olacak , Alllah kısmet ederse...

Tüm minikleri öpüyoruz , Ada'cım hayatım, nesil değişiyor ve sen de Yiğit Abi gibi gerçekten "Abi" olacaksın ...

Hamilelik Şekeri ....


Böyle de birşey varmış , öğrendik .. Reçellere, tatlılara ve mantıya son ...
Hamilelikte diyabet gerçekten riskli bir durummuş.. Değerlerim çok fena değil ama yine de dikkat edilmesi gereken sınırlarda .. İlk önce şeleri ve şekerli besinleri kestik, karbonhidrata son ama yine de alınnası gereken besin grupları var , kepek ekmeğine talim ...
Çok ciddi bir yanı var, erken doğumu tetikliyor, Ada 30. haftada gelmeye kalkmıştı ve biz anne oğul 4 haftadan fazla hastane odasında serumlara bağlı kaldık .. O zamanlar ki 36 yaşındaydım, şeker olayına bakılmamıştı... Aynı şeyleri yaşamayalım değil mi? Dolayısıyla bu tespit edildiğine göre önlemlerimizi sıkı tutatlım ve beslenmemize dikkat edelim..
Birşeyi çok merak ediyorum, aşerme meselesi , millet hamileyken onu bunu ister , benim canım neden hiçbir şey istemiyor, son 1 ayda hiç kilo almamışım... Nasıl artırabileceğim bu iştah olayını bilemiyorum ...
Şİmdi TV de Merih Akalın konuşuyor, Koç Kadını pratik ve hızlı yemekleri sever , salata v.s. diyor , işte benim yemek özetim ...

19 Ekim 2010

Mutfağımız eski ve yeni hali ...Tamirci Ada ...




Ekim başında başlamıştık tamirata ... kısa sürdü ama yine de 2 haftaya yayıldı bitmesi .. halen çıtçıt kapak menteşelerimiz eksik ama olsun ... yerleştik ve çok severek kullanıyoruz ... Tamirci çırağı Ada çok çalıştı .. her çaktığı çivi başına 1 tl istedi babasından .. bir dolap 20 çivi ... 2 dolap 40 çivi .... fena sayılmaz .. biraz yorulduk ama değdi...

17 Ekim 2010

Haftalık Menü ..


Şu anda diyorum ki biri olsa ve haftalık olarak şunu şunu yapacağız dese bana ne güzel olur .. Pazar akşamları elimde kalem kağıt, notlara dalıyorum, internette geziyorum, Ada nın haftalık yemek programına bakıyorum ve bizim evin mutfağına menü yapmaya çalışıyorum ... Teknoloji saolsun, siparişlerimi internetten Sarıyer Markete veriyorum ama ... önemli olan ne alacağız değil mi... sonra hergün hergün başıma market işi çıkıyor.... bir de artık arabayı çok az kullanmaya başladığım için gerçekten zor oluyor .. En fenası da Adanın öğlen yedikleri ile çakışmak ... her neyse .. bu konuda bir tavisye Bizim Mutfak ..Hande yaptı oradaki menü düzenlemesini hergüne ne yapalım diye düşünenlere ufak da olsa bir yardım ... ayrıca alıntı da olsa altewrnatif tarifleri ile takip edebileceğiniz bir yer Bugün ne Pişirelim - Facebook da .... son bir seçenek de Ne Pişirsem .. herkese afiyet olsun ..

4 Ekim 2010

Türkmen Mantısı ..



Tomru teyzeye bir öğrencisi getirmiş, Türkmen tenceresi.. Bildiğiniz "steamer" buharda pişirme özellikli , 3 katlı tencere.. biz de mantıyı yapanı bulduk .. işte size harika bir aşçılık örneği.. dışı incecik bir hamur, içinde soğanlı baharatlı kıyma var.. bir çeşit hamurlu köfte .. üzerine de yoğurt yaptık ... bir daha ki sefere bekleriz...

2 Ekim 2010

İlk veli toplantısı, Kinestetik Ada :))

Fazla Yoruma gerek yok, ilk veli toplantısı ve Ada için öğretmeni çok güzel şeyler söyledi ve bir tespit yaptı Kinesitetik Ada ... Ne , nedir derken , işte özellikler .... Bu arada bir kez daha Işık tercihimiz için kendimizi tebrik ettim .. Leyla öğretmenimizin yaklaşımı o kadar pozitif ki.. umuyorum Ada ilkokulda da böylesine doğru bir öğretmene düşecek ... yoksa yapacak çok şeyimiz olacak ...

Kinestetik Öğrenci
Kinestetik bebek yürümeye başladıktan sonra genellikle ailede ikinci bir bölüm açılır. Çok hareketli olan bu çocuklar koltuk, divan, sehpa, masa ve hatta televizyon üzerinde gezer ve asla "dur, yapma" gibi uyarılara aldırmazlar. Kıpır kıpırdırlar ve koşma, hoplama zıplama konularında uzmandırlar. Evlerin dışında oynarlarsa taşlar, topraklar, duvarlar, kayalar, ağaçlar ile sarmaş dolaştırlar. Özellikle görsel anneler bu duruma hiç katlanamazlar. Çocuklarını azarlarlar, sürekli uyarırlar. Oysa ki yapacak bir şey yoktur. Kinestetik bir çocukları vardır ve onu olduğu gibi kabullenmeleri gerekir. Bu bir davranış bozukluğu değil, içten gelen bir arzudur.
Kinestetik çocuklar, eşyalarının düzensiz ve karışık olmasından, hiç rahatsız olmazlar. Düzen onlar için gereksiz bir ayrıntıdır. Kinestetik çocukların tertipli olmalarım sağlamak için onları suçlamak, "Çok dağınıksın, her şeyin her yerde, ne zaman aldığını aldığın yere koyacaksın" mesajları yerine bu dağınıklığın sizin için ne anlama geldiğini anlatmaya çalışmak önemlidir.
Görsel öğretmen kinestetik bir öğrenciyi anlayamaz ve sınıfta yaptıklarının çoğuna tepki gösterir. Öğrenciyi yaramazlıkla suçlar hatta hiperaktif olduğunu iddia edebilir, aileyi sıkıntıya sokar. Kinestetik bir öğretmenin sınıfına düşerse, onun için yaşam biraz daha kolaylaşır ama sorunlar tamamen hallolmamıştır.

- Dokunsallar oldukça hareketli olur.

- Yerlerinde duramazlar.

- Sürekli hareket halindedirler.

- Tahtayı silmek, pencereyi açmak, kapıyı kapatmak, tebeşir getirmek hep onların işi olsun isterler.

- Uzun süre oturmaya zorlanırlarsa derste ne olup bittiğini de anlamaz hale gelirler.

- Bu hareketlilik uygun işlere yönlendirilmezse genelde sınıfta problem çıkarırlar.

- Bizim eğitim öğretim sistemimizden pek yararlanamazlar ve genelde istenmeyen öğrenci haline gelirler.

- Düz anlatım sisteminden en az yararlanan onlardır. Bu nedenle de yaramaz, tembel olarak tanımlanırlar yada zeki olmadıkları ileri sürülebilir.

- Görsel materyaller ne kadar renkli ve canlı olursa olsun, bu materyaller ve anlatım onların öğrenmesini kolaylaştırmaz.

- Öğrenebilmeleri için mutlaka ellerini kullanabilecekleri yaparak yaşayarak öğrenme dediğimiz öğrenme tekniklerinin uygulanması gerekir.

- Sınıf yerine okul bahçesi veya laboratuarda dokunarak, ellerini kullanarak, olayların içinde yaşayarak çok daha iyi öğrenirler.

(Meslek liseleri bu çocuklar için daha uygundur)






1 Ekim 2010

Buyrun ne isterdiniz ?



Ada dün fırçasını aldı banyoya girdi ve çıktığında ben odamda bazı şeyleri düzeltiyordum .. o saçlar da ne ... dedim ve "Anne ben o garson abi oldum" dedi.. hangi garson abi ayol .. "Pazar günü kahvaltıya gittiğimiz yerdeki bana portakal suyu getiren " ...!!!!!!!!!!!!! gerçekten de öyle bir arkadaş vardı, saçlar jöleli .. ortadan ikiye ayrılmış ... nasıl bir gözlem bu .. şaka gibi ...

29 Eylül 2010

Dünya Emzirme Haftası ..


Benim bildiğim Dünya Emzirme Haftası 1-7 Ağustos idi ..

Ancak şimdi televizyonda 1-7 Ekim Dünya Emzirme Haftası diye kutluyoruz diyorlar .. kafam karıştı .. internette biraz gezindim .. türkiye de bazı sitelerde , buna İstanbul Sağlık Müdürlüğünün de resmi sitesi de dahil , Ekim'de yazıyor ...

Her ne olursa olsun, Bebeğin büyümesi, gelişmesi, enfeksiyonlardan korunması ve ruhsal olarak sağlıklı bir erişkin olabilmesi açısından anne sütünün öneminin yadsınamayacağı bir gerçek ..Ancak, arşivden bulduğum bu yazı gibi , ben de çevremde çok sayıda bahaneler duyuyorum ..

*********
"“DOĞUMA GİDERKEN BİLE ÇANTALARINA BUNLARI KOYUYORLAR”
Orta ve üst sosyo-ekonomik düzeye sahip annelerin emzirmesinin önünde ise başka “emzirme engelleyici” faktörler bulunduğunu kaydeden Arsan, “Bunlar arasında ‘anne sütünün yeterli olmayacağı, ek gıdalara erken başlamanın gerekli olduğu, mamaların büyümeye katkı yaptığı’ şeklindeki ön yargılar başlıcalarıdır. İşin ilginç tarafı bu ön yargılara sadece anneler değil, bazı sağlık çalışanları ve aile büyükleri de sahiptir” dedi.

Ön yargıların yeni bebek sahibi annelerde dehşetli öz güven sarsıntısı ve kaybı yarattığına işaret eden Arsan, bu kaygıları piyasadaki biberonlar, mamalar, anne sütü pompaları ve meme bakım ürünlerinin de desteklediğini bildirdi.

Arsan, “Anneler daha doğuma giderken çantalarına bu ürünlerden koyuyor. Böyle olunca da dünyanın en içgüdüsel, en kolay süreçlerinden birisi olan doğumdan hemen sonra başlaması gereken emzirme sekteye uğruyor” diye konuştu.

*************

Ada 2 kg doğmuştu ve ben 5 hafta hastanede yattığım için , ilaç alarak, çok az sütüm vardı .. Yine de 15 gün uğraştık sadece anne sütü ile beslemeye .. Maalesef Ada gelişim göstermeyince ve bir de prematüre olduğu için doktor mama takviyesi de yapmak zorunda kaldı .. Yine de 3 ay filan süt verebildim. bakalım bu sefer Allah kısmet etsin de yerfıstığımız zamanında ve kilosu yerinde gelsin de en az 6 ay anne sütü ile besleyebilelim.. Bir kere mama, biberon, sıcak su v.s. gibi şeyleri taşımıyor olmak bile bence anneye ilk başlarda çok kolaylık sağlıyor..

Sizleri de anne sütü ile beslemeye dikkate çağırıyoruz ...

Bilgisayar Oyunları ..

Bir süredir , bu yaz sonu başladık, bilgisayarda oyun oynama merakı sardı Ada'yı .. esasında çok keyifli zaman da geçridiğimiz oluyor , Up To Ten deki öğretici oyunlar , Kral Oyun dakiMario World ve Buggs Bunny Oyunları gerçekten çok şirinler ... Yine de Ada'nın bunun bir "alet" olduğunu ve tuşlar dışında hükmün geçmediğini , özellikle ekranın içine girilemeyeceğini öğrenmesi biraz zaman alacak herhalde .. Hırs, kahkaha, kavga , dövüş, başarmanın zaferi v.s. karışık duyguları öğreniyoruz ama benim dikkatimi çeken en önemli konu parmaklara hakimiyet .. bu çocukların kesinlikle genetik kodlamalarında laptop , pc klavye kullanımı diye bir şifre var herhalde .. Ada oyunları gözü kapalı neredeyse iki el 10 parmak her türlü tuşla idare edebiliyorken, ben amanın zıpladı , hopladı hangi tuştu derken kesin hata yapıyorum ... Hakikaten öğrenilesi birşey değil, içten gelen bir yetenek bu ve günümüz çocuklarında ince motor becerisi arasında "klavye kullanmak" da var !!!!!

Akın'ın doğum günü



Sevgili Akın arkadaşımız 5 yaşını doldurdu... Süper bir parti ile de kutladı ....Bizim grubun elemanları uzun zamandır birbirlerini görmüyorlardı , önce bir çekindiler ama sonra kaynaştılar ve çok eğlendiler .. Tabii bunda sevgili Mehmetin ofisinin de payı büyük Project House .. O nasıl ofis öyle .. Langırttan PSP ye her türlü oyun , koca bir yarış arabası sürüş alanı , futbol mini kale ,daha neler neler .. Çocuklar mı daha eğlendi yoksa her daim çocuk kalan babalar mı partiledi bilemedim .. İyi ki doğdun Akın , sevgiler ...

17 Eylül 2010

ilk hareketler ilk tekmeler ...


Ada bugün ilk kez kardeşini hissetti ...
Bana kafa attı bana kafa attı şeklinde evde koşturup durdu .. heyecan yaptı yazık ..
Halbuki ben 19 . haftadan beri bu zilli zarifenin fıkırtılarını duymaktayım.. hatta bu son günlerde acı verici hareketler oluyor .. artık karaciğerim bağırsaklarım midem nerem olursa hareketlerden nasibini almakta .. Ada da böyle olmamıştı .. çok sakindi .. 7. aydan sona biraz hissetmiştim.. bu fingirdek bir kız olacak galiba :)))
Bu arada dün ilk hediyemizi aldık .. çok tuhaf ... pembe bir gömlek .. hala inanasım gelmiyor ... kız eşyaları alacağım kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi .. ne yapıcam ben nerden başlıycam derken .. liste yapmak geldi aklıma ..